Yolculuk Filmi Sputnik Röportajı
Suriye’ye cihada gitmek isteyen bir gencin öyküsünü anlatan Yolculuk filmi, şeriatçı yapıların ve siyasi iktidarın bu karardaki rolünü de çarpıcı bir şekilde işliyor. Türkiye’nin içine girdiği kanlı döneme dikkat çeken filmin yönetmeni Mustafa Kenan Aybastı “Binlerce katili topladığınız ülkenin kana bulanması sürpriz değil” diyor.
Yönetmen Mustafa Kenan Aybastı’nın Türkiye’nin üst üste intihar saldırılarıyla sarsıldığı dönem öncesinde çalışmalarına başladığı, Suriye’ye cihada gitmek isteyen Türkiyeli bir gencin hikâyesini anlattığı Yolculuk filmi, 22 Nisan’da gösterime giriyor. Film, Suriye’ye yönelik müdahalenin ardından cihatçı akışının en önemli güzergâhları arasında bulunan Türkiye’de, şeriatçı örgütlerin ne kadar rahat hareket edebildiklerini ve bu süreçteki rollerini de çarpıcı şekilde anlatıyor.
Türkiye’de bir gencin cihatçı militan olmak istemesine giden süreci ve şeriatçı yapıların rolünü anlatan bir film ilk kez çekiliyor. Bu anlamda da oldukça önemli bir yer tutacak filmin senarist ve yönetmeni Mustafa Kenan Aybastı, oyuncularından Beran Soysal ve Cansu Fırıncı ile Yolculuk’u konuştuk.
Yönetmen Aybastı, Yolculuk’un özellikle cihada gitmek isteyenler tarafından mutlaka izlenmesi gerektiğini söylüyor.
‘ERDOĞAN İLE SELEFİ HOCA AYNI ŞEYLERİ SÖYLÜYOR’
Beran Sosyal’ın canlandırdığı filmin baş karakteri Mehmet’in, muhafazakâr ailesiyle birlikte yemek yediği bir sahnede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye devlet yönetimini eleştirdiği bir konuşması duyuluyor.
Filmi açıklamayı çok sevmediğini vurgulayan Aybastı, iktidarın Mehmet’in cihada gitmek istemesindeki rolü üzerine şunları söylüyor:
“O sahneden bir sahne önce selefi bir hocanın Suriye hakkında cihat çağrısı yaptığını, Suriye’ye karşı konuşma yaptığını görüyoruz. Dikkatli dinleyen kulaklar fark edecektir ki; aynı üslup, aynı tarz, aynı düşmanca tutum devam ediyor. Suudi Arabistan’da okumuş selefi bir, tırnak içinde alimin yaptığı konuşmanın metnini aldık ve filme yerleştirdik. Bu konuşma ile Tayyip Erdoğan’ın konuşması arasında bir fark olmaması, bir siyasi yaklaşım farkı olmaması, aynı düşmanca tutumu güdüyor olmaları, birçok gerçeği gözler önüne seriyor.”
SOYSAL: İNSANİ TARAFI OLAN BİRİ CİHATÇI OLAMAZ
Filmin başkarakteri Mehmet, baskıcı babası, muhafazakar ailesi, toplantılarına gittiği şeriatçı cemaatin etkisiyle hayatının hangi doğrultuda devam edeceği konusunda bir çatışma yaşıyor. Hayatında belki de ilk kez içki içtiği bir sahnede art arda bağırarak sarf ettiği iki kelime de bu çatışmayı oldukça çarpıcı bir şekilde aktarıyor izleyiciye. Beran Soysal, Mehmet’in bir cihatçı olmadığını belirterek şunları söylüyor:”İçinde biraz olsun insani tarafını kaybetmemiş birinin zaten cihatçı olabilmesi bence çok mümkün değil. Bir kızı seviyor ama ona da nasıl yaklaşacağını bilmiyor. Çünkü bütün hayatını radikal dinci örgütlerin öğretilerine göre şekillendirdiği için, bu yüzden insani her bir adımında onların uyarılarını, dürtülerini tekrar yaşıyor, geri çekilmek zorunda kalıyor. 20 yaşında bir gencin, böyle bir karmaşanın içinde oraya buraya savrularak kendi hayatını, kendi yolculuğunu nasıl inşa edebileceğine daha fazla kafa yordum.”
YÖNETMEN İMAM HATİP MEZUNU
Radikal İslamcı bir ortamın kendisine yabancı olduğunu anlatan Beran Soysal, Yolculuk’un yönetmeni Mustafa Kenan Aybastı’nın imam hatip mezunu olmasının kendisine yardımcı olduğunu söylüyor.
‘BİNLERCE KATİLİ ÜLKEYE TOPLARSANIZ SİZİ DE VURURLAR’
Türkiye henüz her gün intihar saldırılarının yaşandığı bir döneme girmemişken bu konuya eğilen bir film için çalışmalara başlanması, Suriye politikalarının öngörülebilir bir sonucu muydu? Mustafa Kenan Aybastı, bu ateşin Türkiye’ye de sıçrayacağının açık bir şekilde öngörülebilir olduğu kanısında:
“Yanınızdaki ülkeye, dost ve kardeş bir halka kendi iktidarınız ateş taşımaya başladığında, bu ateşin oraya sığmayacağını, başka yere taşacağını, kendi ülkenize taşacağını öngörmemek aptallık olur. Binlerce cihatçı katili, manyağı kendi ülkenize toplayıp, oradan da başka bir ülkeye cinayet için, katliam için, tecavüz için göndermeye başlarsanız, onların bir yerde sizi de vuracağı, sizin ülkenizi de kana bulayacağı çok sürpriz olmaz diye düşünüyorum.”
FİLM SETİ ‘IŞİD HÜCRESİ’ SANILARAK BASILDI
Yolculuk filminin seti, ‘IŞİD hücresi olduğu şüphesiyle’ihbar üzerine polis tarafından basıldı.
Aybastı, çekim yaptıkları evi bir süre takip eden güvenlik güçleri için “Bir sinema setiyle bir IŞİD hücresini çok ayırt edemiyorlarmış demek ki. İyi ki biz o esnada, intihar yeleği giyildiği sahneyi çekmiyorduk. Onu çekiyor olsaydık, polisin bu kadar bir istihbarat becerisiyle neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyorum” ifadelerini kullanıyor.
‘ERDOĞAN KAYBETTİ, SURİYE HALKI ZAFER KAZANDI’
Yönetmen Aybastı, Ankara yönetiminin Suriye müdahalesinde kendisine verilen görevleri bile yerine getiremediğini ve dağılma sürecine girdiğini savunuyor.
Yolculuk filmi için 45 gün kaldığı Suriye’de de zaferin hissedilebildiğini, Suriye halkının zafer kazandığını belirten Aybastı “Bu savaşta ya Suriye kazanacaktı ya Erdoğan. Erdoğan kaybetti, Suriye kazandı. Bir film olsaydı, bu mutlu son olurdu” diyor.
FIRINCI: YOLCULUK, DİNİ SÖYLEMLERİN NELERE YOL AÇTIĞINI İYİ ANLATIYOR
Oyuncu Cansu Fırıncı, Yolculuk’ta, Mehmet’in ağabeyini canlandırıyor. Başka projelerde de yer alan Fırıncı, bütçesi düşük olan filmde gönüllü olarak yer almasının nedenlerine ilişkin şunları söylüyor:”Vakit ayırmak değil, bu çalışmanın bir parçası olmayı tercih ettik. Neden ettik? ‘Anlatılan senin hikâyendir’ sözü var ya, aslında o söz yüzünden ettik. Bugün Türkiye’nin herhangi bir iline gittiğinizde, her sokakta eğer Suriye’den ülkemize göçmek zorunda kalmış insanlarla karşılaşıyorsanız, onların yaşadığı acıya tanıklık ediyorsanız, onlar kardeşçe sarılıp kucaklaşabiliyorsanız eğer, o zaman anlatılan sizin de hikâyenizdir. Fırıncı, Yolculuk’un günceli kavrayan, cihatçı terörün, radikal İslamcıların örgütlenme biçiminin, onların siyasi tavırlarının, dini söylemlerinin nelere yol açtığını çok iyi anlatan bir film olduğu görüşünde.
Mustafa Kenan Aybastı, Beran Soysal ve Cansu Fırıncı’nın ortak mesajı ise şu: İnsanlık bombalardan daha güçlüdür.
Yorumlar