Suriye’de sinema hareketleri
Suriye artık kurmaca filmlerle değil gerçek katliam videolarıyla takip ediliyor. Sinema sanatı Suriye coğrafyası için artık lüks bir sanat dalı. Şimdilik zorunlu bir kış uykusuna yatsa da Suriye’nin bir sinema dinamiği var.
Suriye uzun mücadelelerden sonra 1936′da Fransız mandasından çıkıp bağımsız bir devlete dönüşmüştü. Suriye sinemasının ilk adımları da bu dönemde atıldı. Oldukça mütevazı bir anlayışta oluşmaya başlayan sinema hareketlerinin ilk dönem ürünleri bir elin parmaklarıyla sayılacak kadar azdı. 1960 sonrasında film sayıları artsa da sistemli bir sinema anlayışından söz etmek için oldukça erkendir. Politik kargaşalarla boğuşan coğrafyada 1930-1970 arasında 13 darbe yapılmış 16 da film çekilmişti.
Baas Partisi’nin iktidara gelip Sovyetler Birliği ile yakın ilişkiler kurması sinema sanatının kök salıp gelişmesine de vesile oldu. Yetenekli Suriyeli gençler meşhur Sovyet film okulu VGİK’e yollandı. Zaman içinde toplumun sinemayla bağları da güçlenmeye başladı. 1970-80 arasında 70′e yakın film yapıldı. Qassim Hawal, Muhammed Şahin, Muhammed Muwaddin, Hassan al-Saifi, Yusuf Maalouf, Atef Salem, Tevfik Saleh, Nabil Maleh, Ömer Amiralay, Marouan Akkachi, Souheil Kanan, Georges Khoury, Haytham Hakki, Salah Dehni gibi yönetmenler bu dönemde Suriye sinemasının öne çıkan yönetmenleriydi.
İçine kapalı yapısını aşamayan Suriye, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının da etkisiyle doksanları yeni arayışlar içinde geçirdi. 20 civarında filmin yapıldığı doksanlarda bazı önemli çalışmalara da imza atılıyordu. 1993 yapımı The Extras / al-Kombars, bunlardan en önemli olanıdır. Nabil Maleh’ın çektiği filmde duygusal ve komik olaylar ekseninde Suriye toplumunun yaşadığı iç çelişkiler beyaz perdeye yansıtılıyordu. The Extras, Suriye’de insan ilişkilerini yansıtan etkileyici bir film olarak büyük övgü aldı. Doksanların ilk döneminde öne çıkan başka bir film de 1992′de çevrilen The Night / al-Layl filmiydi. Muhammed Malas’ın çektiği film az sayıdaki Suriye filmleri arasında ilgiyi hak eden yapımlardan biridir. Samir Zikra’nın 1998′de çektiği A Land for Strangers / Turab al-Ajaneb filmi de uluslararası festivallerde beğeni gören yapımlardan biri oldu. Aynı yıl Suriye sinemasının istikrarlı yönetmenlerinden Abdullatif Abdulhamid, The Breeze of the Spirit filmini çekti.
2000′de başlayan yeni dönemde sinemayla ilgilenen insanların sayısı da arttı. Birçok ilk filmin yapıldığı bu dönemde; yurt dışında festivallerde gösterilen Suriye filmlerinde belirgin bir artış oldu. 2000 sonrasından 2010′da terörist saldırıların hız kazandığı döneme kadar 20 civarında uzun metraj çalışmanın yapıldığı biliniyor. Son yıllarda bağımsız yapımların sayısında da bariz artışlar yaşanıyordu.
Osama Muhammed’in 2002′de çektiği Sacrifices / Sanduq al-Dunia, Nidal al-Dibs’in 2004′te çektiği Under The Ceiling / Tahta al-Saqf, Muhammed Malas’ın 2005′te çektiği Passions / Bab el-Maqam, Ghassan Shmeit’in 2007′de çektiği I.D./ Vos Papierş, Abdullatif Abdulhamid’in 2008′de çektiği Days of Boredom / Ayyam al-Dajar ve 2009 yapımı Joud Saeed’in çektiği Once More / Mara Okhra filmleri Uluslararası festivallerde gösterilen Suriye yapımlarından bazılarıdır.
Joud Saeed’in çalışması San Francisco Arap Filmleri Festivali’nde yarıştı ve ödülle döndü. Genç yönetmenin ilk uzun metraj çalışması olan film, Suriye içindeki festivallerde de gösterildi. Bu dönemde ilk filmlerini yapan Suriyeli yönetmenler bir hayli fazladır. Bu yönetmenler arasında Joud Saeed’le beraber Abdullah Yakup’tan da bahsedebiliriz. İlk uzun metrajlı deneysel çalışması I Am the One Who Brings Flowers to Her Grave / Je Suis Celle Qui Porte Les Fleurs Verssa Tombe 2006 yapımıydı. Bu öncü isimlerin dışında çoğunluğunu otuzunu geçmemiş birçok Suriyeli genç de kısa film çalışmaları yapıyorlardı. Muhtemelen şimdi hayatta kalmaya çalışıyorlardır.
Önemli yönetmenlerin hemen hepsinin Sovyet film okullarında yetiştiği Suriye’de New York Suriye Film Festivali, San Francisco Arap Filmleri Festivali ve Abu Dabi Uluslararası Arap Filmleri Festivali dış dünyaya açılan kapıları gibidir. Ayrıca 1979′dan beri 2 yılda bir düzenlenen Şam Uluslararası Film Festivali, 2007′den beri düzenlenen Dox Box Uluslararası Belgesel Film festivali ve Avrupa Filmleri Festivali Suriye’de düzenlenen festivallerdir.
Suriye’de uzun metraj belgesel ve kurgu film çeken yönetmenlerin sayısı resmi rakamlara göre ortalama 50 civarında. Ayrıca kısa filmlerle kendine yer açmaya çalışan bir o kadar da genç yönetmenin varlığı söz konusu. Suriyeli ünlü yönetmen Bessam Muhiddin Hüseyin’in terörist gruplar tarafından öldürüldüğü günümüz kaotik ortamında; kuşkusuz birçok sanat dalı gibi sinema sanatı da hayatın normale dönmesini bekliyor.
Suriye devleti sanata yatırım yapmayı kendine dert edinmiş bir devlet. Ortadoğu’nun en heybetli opera binalarından biri Şam’da. Yaraların sarılması kolay olmasa da sular durulup da Suriye üstüne planlar başka bir bahara bırakıldığında; sanat hayatının da yeniden canlanacağını ummak için umutlu olmalıyız.
* Rıza Oylum
‘Ortadoğu Sineması’ kitabının yazarı
(123)